Orhan DURMUŞ


NASİHAT EVLERİ


 

Nasihat dinlemeyen hayatta gerçek eğitim almamış demektir. Büyük sözü dinleme onların tecrübelerinden faydalanmak ve onların öğütlerine kulak vermek hayatımızda hiçbir eğitim kurumunun vermeyeceği bir eğitim şeklidir. Şimdi yine her yazımda bahsettiğim konulardan dolayı yani teknolojinin hızla gelişmesi ve değişmesi sonucu yeni nesil çocukların artık nasihatlere kulakları kapalı varlık dünyasına düşmüş varlıklar olarak yaşıyorlar bu sebeple de çocuklarımız nasihate kulakları kapalı şekilde büyüyorlar ve aileden alması gereken eğitime kapalı şekilde ihtiyacı olan bilgiye kendi elleri ile ulaşması sağlanıyor. Bu aslında iyi bir durum gibi gözükse de o kadar da iyi olduğunu düşünmüyorum. Çocukları hayata hazırlarken aileler ben görmedim çocuğum görsün mantığı ile büyüttüklerinden çocuklar yokluk ne? Bilmeden büyüdüklerinden olmadığı zaman annem babam yanımda nede olsa düşüncesiyle rahata, refaha ve rehavete kapılıyorlar. Oysa anne babalar çocuklarına nasihat adı altında çocuklarının ellerine telefonları tutuşturup susturmak veya kendi dünyalarına bırakmaktansa dizlerinin dibine oturtmalı ve iyiyi, kötüyü, çirkini, güzeli anlatarak büyütmelidirler. Hele evlerinde dede ve nineleri olan çocuklar var ise bu dede torun sohbetlerine fırsat verilmeli geçmiş gelecek arasındaki ilişki çocuklara iyi benimsetilmelidir. Bu şekilde büyüyen çocuklar ayakları daha yere basan kendinden emin, yaptıklarından emin hale geleceklerdir.

 

Bu duygu ve düşüncelerle yeni kurgum şu ki; kültürel bir hizmet olarak her semte ?nasihat evleri? açılmalı tıpkı üniversite konferansı gibi gençlerin büyüklerinden tecrübelerinden faydalana bildikleri meclisler kurulmalıdır. Haftalık gençlerin katılımları ile konu belirlenmeli en az 3-4 büyüğün o konu hakkındaki bilgileri eskiden yaşadıkları, çektikleri sıkıntılar v.b. bu konu o kadar genişletilebilir ki canlı tarihin her hafta canlı kaydı tutulmuş olur. Bu devirde iki ihtiyarın konuşmasını dinleyecek çocuk yok dediğinizi duyar gibiyim?

 

Nasihat evleri bir hayalden ibaret olsa da benim düşüncem şu ki; öğretmenlerden öğrencilerine hayattan ders alabilecekleri konularda ödevler verip gidip bu soruyu ailenizin sülalenizin en büyük üyesine sor? Şeklinde ödevlerle bu değeri yeniden diriltmeliyiz. Büyüdükçe çok öğreniyoruz yaşadıklarımız edindiğimiz tecrübeler bize acı tatlı şeyler öğretiyor. Ailesinden birilerinden nasihat ve öğütlerle büyümüş insanlar daha öngörülü, saygılı ve bence hayata daha hazır halde büyüyorlar.

 

Belki nasihat evleri açtıramayız ama evlerimizde bu meclisleri oluştura biliriz. Çağırın davet edin lütfen büyüklerinizi evlerinize çocuklarınızın onlara saygı göstermesi gerektiğini öğretin onlara sorular sorun kendi hayatlarından kesitler anlatsınlar bilsin çocuklarımız geçmişini alsın o büyükten nasibini?

 

            Çünkü artık nasihate ihtiyacı var bu milletin, nerede bir eksiğimiz olduğunu bulamıyoruz yaşadığımız problemlere çözüm bulamıyoruz. Gerçekten millet olarak iyi bir nasihate ihtiyacımız var. Birbirimize karşı saygımızı sevgimizi kaybettik güvenimizi kaybettik eskiden olan dayanışmalarımız kaybettik. O yüzden bunun en büyük sebeplerinden birisi biz artık nasihati kaybettik. Artık evlerimizde yaşlılarımız yok. Gönderdik onları bizleri rahatsız etmesinler diye köylere, huzur evlerine? sözlerinden hareketlerinden rahatsız olur olduk. Sabrımızı kaybettik, zamanında bize sabreden güzelim insanlara biz sabredemez olduk. Unuttuk ama ne zaman başımız sıkışsa dizlerinin dibinde oturduğumuz. İşte dizinin dibinde oturacağımız büyüklerimize her zaman ihtiyacımız var işte onlar bizim nasihat evlerimiz.