Orhan DURMUŞ


SAKLAMBAÇ


 

Deve kuşu misali kafasını kuma gömdüğünde kimsenin görmediğini sanan bizler?

Saklanmış değiliz, saklanamayız?

Saklambaç oyun olarak çok güzel ve eğlencelidir. Bu oyunda ebe olarak belirlenen kişi arkasını dönerek belirlenen süre içerisinde sesli olarak sayar ve o sırada arkası dönük bir şekilde oyuncuların saklanmasını bekler daha sonra onları aramaya başlar. Bu oyunu hemen hemen hepimiz oynamışızdır. Aslında hala oynuyoruz?

Saklanıyoruz sürekli, yaptıklarımız karşısında kimse bilmesin duymasın diye yaptıklarımız? Kimse bilmesin diye yaptıklarımızı düşününce bazen insan olduğumdan utanıyorum. Özgürlük adına yaptıklarımız, kullara mahcup olmaktan çekindiğimizden vazgeçtiklerimizin yanında Allah´a mahcup olmayı düşünmeyen bizler? yazık!

İnsanlar büyüdükçe çocuksu masumiyetlerini kaybediyorlar ve çocukken ağacın arkasına saklanan bizler şimdilerde bahanelerin arkasına saklanarak yapmamız gerekenleri erteleyip duruyoruz. Her şeye ama her şeye bir bahane bulmakta üstümüze yok. Kendi menfaatlerimiz için türlü bahanelerle fedakarlıktan kaçınan bizler sizce de saklanmıyor muyuz?

Sevmeyi ertelediklerimiz var?

Ailemizi gerçekten seviyor muyuz? Ya da bunu ifade ediyor muyuz? Genelde yakın aile ve akrabalar bu anlamda ertelendiğini düşünüyorum. Menfaatimizin olduğu yerlerdeki kişilere ise her defasında her an ifade edebiliyoruz. İşyerlerimizde görevlerimizi bahanelerin arkasına saklanarak ihmal ediyoruz, evde çocuklarımızı saklanarak ihmal ediyoruz, ibadetlerimizi saklanarak en basit bahanelerin arkasına saklanarak ihmal ediyoruz. Buda bizi ihanete sürüklüyor. Önce kendimize ihanet ediyoruz sonra çevremize ihanet ediyoruz.

Diyorum ya saklambaç oynuyoruz diye? gördüm çıkın saklandığınız yerlerden ve bitirin şu oyunu, bahanelerin arkasına saklanmaktan vazgeçin görevinizi işinize ve amacınıza göre davranın. Her şeyden öte bizi gören o yüce Allah´tan saklanamazsınız. Herkese bir bahane ürete bilirsiniz ama ondan saklanamazsınız.

Sobeledim seni çık saklandığın yerden?