Orhan DURMUŞ


SU HER KİR´İ TEMİZLEMEZ


Son günlerde yaşadıklarımız ne kadar acı! İnsanlık nerede dedirtecek olaylar yaşıyoruz. Aristo ?İnsanlar, düşünen hayvandır? derken bizi hayvanlar âleminden ayıran en büyük özelliğin düşünme, kavrama, karar verme yani aklı olan varlıklar olarak doğanın yaratılmış tüm hayvanlarından ayrıldığımızı anlatmaya çalışmıştır.
Yoksa felsefe denince akla gelen Aristo bize daha fazlasını mı anlatmak istedi? ?insanlar, düşünse de hayvandır? mı demek istedi?
Şu günlerde yaşadıklarımız bazı insanların hayvan dahi olamadıkları ki; hayvan kelimesini hakaret, aşağılama olarak kullanmak istemiyorum. Çünkü bazı insanlar hayvanlardan daha aşağı (hayvan kadar düşünemeyen). Doğa kendi içerisinde kendi sürecini yaşarken tüm canlılarda ?aklı olamayan? ya da ?düşünemeyen, karar veremeyen? canlılar da kendi tabiatını yaşamakta. Sanki bu yaratılmış dünya denen sistemin birer parçası olan insanlar, düşünerek, kavrama yeteneğine sahip olarak, doğaya insanlığa kısacası dünyaya faydasız ve daha zararlı hale dönüştüler. İnsan olarak yaratılmamızın sadece tüketmek için yok ederek hayatımıza devam etmek için olduğunu sanmıyorum. En zor durumlarda dahi aklımızla en akılcı çözümleri ?üretmek? için yaratıldık bence? ve bu yüzden insan denildi ismimize?
İlk insandan günümüze aklımız bizlere oyun oynayarak nefis dediğimiz istek ve arzularımızın kölesi olduk ve bencilce düşünmeden başkalarının hakkına tecavüz ederek hayatımıza devam ettik. Kötülük denen kavram bu şekilde ortaya çıktı. Düşünebiliyor olmamız yaptıklarımızın akılcı olduğunu göstermez. Akıl ile yapılan her şeye doğru da denmez. Doğru kavramı toplumsal varlık olan bizlerin iyi ve kötü kavramına verdiğimiz anlamla şekillenir. Sevmediğiniz insanlarda dahi güzel özellikler doğru davranışlar içinizden kendi yanlışlarınızı görmenize sebep olacaktır. Bunu ayırt edebilme yeteneğine akıl diyoruz işte?
Eylül ve Leyla daha birer melektirler. Henüz insan dahi olmalarına müsaade etmediler. Bu çocuklarımıza yapılan zulüm karşılıksız kalmamalıdır. Dünyanın her bir köşesinde buna benzer veya bundan daha kötü zulümler biz bu konuşu konuşken dahi yapılıyor. Kıyamet kopuncaya kadar da insan denen varlığın merhametsizce davranışları devam edecek. Bütün kötülüklerin bütün suç unsurlarının sosyal ve kültürel bir açıklaması olacaktır elbet ama bu tarz olayların temel sebebi eğitimsizlik ve dinden uzak bir yaşamdan başka bir şey değil. Bütün suçlar adalet sisteminde bir isimle adlandırılmıştır. Bunlar çok iyi belirlenmeli insanlık suçu konumuna girmiş suçlar en ağır şekilde uygulanmalıdır. Bu küçük yavrularımızın başına gelen bu olay neticesinde toplum olarak idamı konuşmaya yeniden başladık. İdam kelime olarak bile soğuk ve korkutucu bir kelime olduğundan kesin çözümün bu olduğu kanısını oluşturmaktadır. Fakat idamın uygulandığı birçok ülke var. Bu ve buna benzer suçların sonu gelmiş midir? İdam bu ülkelerde hırsızlığı, namussuzluğu, tecavüzü, çocuk istismarını bitirmiş midir? Tabi ki hayır?
İdamın gelmesini bende istiyorum. Ancak adalet sisteminin adalet kelimesinin tam karşılığı olduktan sonra. Korkum odur ki idam geldikten sonra haksız yere asılan asılsız iftiralara maruz kalan insanların infaz edilmesi başka bir zulmün doğmasına sebep olacaktır.
Adalet sistemimizin önce bu tarz durumların yaşanmayacak şekilde işlevsel hale getirilmeli sonra devreye sokulmalıdır.
Şimdi vicdanını ve aklını şeytana kiraya veren zalimler, Allah önce bu acıyı, yavrularımıza yaşattığınız bu eziyeti önce vicdanlarınızda yaşatsın. Küçücük bir yavrunun canına kastedecek kadar ondan faydalanacak kadar nasıl merhametsizleştiniz. İnanın bu konuyu yazarken bile aklımdan o kadar ifade geçiyor ki konudan konuya geçip tüm içimden geçenleri yazmak istiyorum. Bu olaya karşı duyduğum nefreti nasıl ifade edebilirim diye düşünüyorum. Yukarıda izah etmeye çalıştığım gibi biz daha bu zulme hayret ederken Ağrı´da kaybolan evladımız Levla´nın ölüm haberinden sonra sosyal mecralarda bu cinayetinde kızımızın amcası tarafından işlendiği husumetli olduğu için abisine acı yaşatmak istediği haberini okudum. Çok üzüldüm bu kadar kısa sürede birbirine benzer iki vaka? sonra başka bir haberde de Leyla´nın amcasının açıklamasını okudum. Sosyal medyada yayınlanan haberi yalanlıyordu. Zulüm içinde zulüm Allah´ım sen merhamet ver bu insanlığı bu iğrenç vakalara kalbimiz dayanamazken bu acıları yaşayan akrabalarına iftira atarak ?çok okunma? veya ?tıklanma? elde edebilmek için emin olmadıkları güvenlik güçlerimizin araştırması sürerken bu asparagas haberlerin yayılmasına vesile olan insanların bu suça ortak olarak nasıl kirlendiklerinin farkındalar mı acaba. Unutulmamalıdır ki su her kiri temizlemez? Hiçbir güç sizi masumlaştıramaz temizleyemez tüm vicdan sahibi kalplere sesleniyorum. İnsan olun adam olun artık yeter?
Kalplerinizi vicdanlarınızı temizleyin?
Eylül ve Leyla iki melek yavrumuz artık yoklar. Eylül ve Leyla artık sadece yavrularımızın ismi değildir. Merhametsizliğin, vicdansızlığın, iftiranın, tüm suçların son bulması için yapılacak mücadelenin yani ADELETİN ismidir.