Orhan DURMUŞ


Yazının gelişim süreci


 

Yazı, insanların, konuşma dışında duygu, düşünce vs meramlarını anlatabilmek, kendilerini ifade edebilmek için başvurdukları, belli işaretler ve işaret sistemlerinden meydana gelmiş bir ifade vasıtasıdır. Yazı, insanoğlunun en önemli icatlarından biridir. Birçok ünlü düşünürler; bilim, fen ve tekniğin gelişmesini iki şeyin icadına borçlu olduğumuzu söyler; bunlardan biri tekerlek, öteki yazıdır.

 

Yazının icadı, bir kişi tarafından, kısa bir zamanda olmamıştır. Yazı; insan topluluğunun ortak eseridir ve binlerce yıllık bir gelişme sonunda bugünkü şeklini almıştır.

 

Yazı ihtiyacı, Yontma Taş Çağı insanlarından itibaren başlar. Bu çağda yaşayanlar da, başarılarını dile getirip yaşatmak, dini ya da sosyal ihtiyaçlarını belirtmek, uzaktaki kimselerle haberleşmek lüzumunu duyuyordu. O zaman için meramı ifadeye en yakın şekil, şüphesiz, resim olacaktı. Nitekim ilk yazılar, ilkel resimlerden başka bir şey değildir, ilk yazıların bazı resimlerden meydana gelmiş olmasına paralel olarak, ilk sayılar da iplere yapılan düğümler, ağaç dallarına vurulan çentikler, taşlara kazılan oyuntularla belirtilmiştir. Bilgi ve ihtiyaç çoğaldıkça eşyayı ve kavramları ifade eden resimlerde de pratikleşme yoluna gidilmiş; bunun sonucu olarak yalnız somut şeyler değil, soyut şeylerin de ifade edilmesine çalışılmıştır.

 

İlk çağların ilkel yazılarına ?resim-yazı? denmektedir. Resim-yazının görülüp geliştiği ilk uluslar Mısırlılar, Sümerler, Asur ve Kaideliler, Çinliler ve bir iddiaya göre de Amerika´daki ilk kızılderililerdir. Çin, Mısır ve Mezopotamya´daki resim-yazıların tarihi, Milâttan 3000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Resim-yazı motifinin en tipik örneği Mısır Hiyeroglifi´dir. Hiyeroglifin lügat anlamı, ?kazmak suretiyle meydana getirilmiş kutsal yazı?dır. Eski Mısırlılar´da bu yazı, çeşitli yazıtları (kitabeler) ölümsüzleştirmek için başvurulan bir yoldan ibaretti. Önceleri yalnız taşlara kazılan hiyeroglifler, zamanla, tahtalara, eşyaya da uygulanmış; bir süre sonra da boyalarla papirüs yapraklarına çizilmeye başlanmıştır. Hiyerogliflerin, bir çeşit kalem ve boyalarla papiruslara çizilmesi, resimden daha çok şekle kaçan ?Hiyeratik? yazısını doğurmuş; bunun daha basitleştirilip pratikleştirilmesinden de ?Demotik? yazı meydana çıkmıştır. Resim ve resim-yazının evrimleşmesi Sümerlerde de ?çivi yazısı?na doğru yönelmiştir. Çivi yazısı, ucu sivri özel araçlarla, tabletler üzerine kazılarak meydana getirilen ve ana çizgileri çiviye benzeyen bir yazı sistemiydi. Bunda eşya ve kavramlar birleşik, çivimsi, çizgi gruplarıyla anlatılıyordu. Medler´in, Persler´in ve Hitit´lerin kullandığı çivi yazısı, hiyeroglifte olduğu gibi hiçbir zaman harf ve alfabe niteliğine ulaşamamıştır.

 

Resim-yazının geliştirilmiş ilk örneklerini meydana getiren uluslardan biri de, Çinliler´ dir. Resimden gelişmiş olan şekil yazısı Çin´de ilk çağlarda son derece evrimleştirilıniş, her kavram için, harf yerine bir şekil tesbit edilmişti. Ancak, şurası dikkate değer bir noktadır ki resim-yazıyı o zaman bu dereceye kadar inceltip ilerleten Çinliler; daima bu noktada kalmışlardır. Bu yüzden, vaktiyle zamanının en ileri yazısı olan Çin alfabesi, bugün dünyanın en zor ve nispeten en ilkel yazısı niteliğindedir.

 

Yazının ilk hadi dediğimiz gibi mağara duvar resimleridir. Duvarlara yapılan betimlemeler anlatımda çoğu zaman yetersiz kalmış ve sosyal bir varlık olan insanoğlu bu alandaki eksikliği zamanla geliştirerek ilerletmişlerdir. Bu ilerleme anlatımda ve anlamada yaşanan güçlüklerle beraber insanlar olayların ve çizilen resimleri anlatan kendi dillerindeki seslere kısa işaretler belirleyerek anlatmak istedikleri seslerin şekillerini yan yana yazarak kelimeleri cümleleri oluşturmaya başlamışlardır. Bu sayede fonatik yazı yani ses yazısı ortaya çıkmıştır.

 

Bu herkes tarafından merak edilen gelişme süreci kısaca bu şekilde işte insan oğlunun sosyal ve kültürel tarihini okuduğumuz anladığımız yazının gelişim aşaması kısaca bu şekildedir. İnsanların duygularını ifade edebildikleri söz ile söyleyemedikleri işte tarihi serüvende oluşan veya oluşturulan alfabe sayesinde öğreniyoruz.