Sevgi GÖL


Aile İçi Şiddet Ve Çocukların Ruh Sağlığı Üzerinde ki Etkileri

Aile İçi Şiddet Ve Çocukların Ruh Sağlığı Üzerinde ki Etkileri


Aile içi şiddet, çocukların ruh sağlığı üzerinde derin ve uzun süreli olumsuz etkilere neden olabilen travmatik bir deneyimdir. Şiddete doğrudan maruz kalmak kadar, şiddete tanık olmak da çocuklar için ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Aile İçi Şiddetin Çocuk Ruh Sağlığı Üzerindeki Bazı Etkileri
Duygusal ve Davranışsal Sorunlar
Kaygı ve Korku
Sürekli şiddet ortamında yaşamak, çocuklarda yoğun kaygı, huzursuzluk ve sürekli tetikte olma haline neden olabilir. Beklenmedik şiddet olayları korku ve panik ataklara yol açabilir.
Depresyon ve Umutsuzluk Şiddete maruz kalan veya tanık olan çocuklar, mutsuzluk, ilgi kaybı, enerji düşüklüğü ve umutsuzluk gibi depresif belirtiler gösterebilirler.
Öfke ve Saldırganlık
Şiddet içeren bir ortamda büyüyen çocuklar, öfke kontrolü sorunları yaşayabilir ve akranlarına, kardeşlerine veya yetişkinlere karşı saldırgan davranışlar sergileyebilirler
Şiddeti bir problem çözme yöntemi olarak görme eğiliminde olabilirler.
İçe Kapanma ve Sosyal Geri Çekilme
Bazı çocuklar ise yaşadıkları travmatik deneyimler nedeniyle içlerine kapanabilir, sosyal etkileşimlerden kaçınabilir ve yalnız kalmayı tercih edebilirler.
Düşük Özgüven
Sürekli eleştiri, aşağılama veya ihmal gibi duygusal şiddet biçimleri, çocukların kendilerine olan inançlarını ve değerlerini zedeleyerek düşük özgüvene yol açabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Şiddet olaylarına doğrudan maruz kalan veya tanık olan çocuklarda, travmatik olayların tekrar tekrar yaşanıyormuş gibi hissedildiği (flashback), kabuslar, kaçınma davranışları ve aşırı uyarılmışlık gibi TSSB belirtileri görülebilir.
Fiziksel ve Gelişimsel Sorunlar
Uyku ve Yeme Bozuklukları Şiddet ve stres, çocukların uyku düzenlerini bozabilir, kabuslar görmelerine neden olabilir.
Aynı şekilde, yeme alışkanlıklarında da değişiklikler (aşırı yeme veya iştahsızlık) görülebilir.
Fiziksel Belirtiler (Psikosomatik Sorunlar)
Stres ve kaygı, karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetlere yol açabilir.
Gelişimsel Gecikmeler
Özellikle küçük yaşlarda şiddete maruz kalmak, dil gelişimi, motor beceriler ve sosyal-duygusal gelişim gibi alanlarda gecikmelere neden olabilir.
Tuvalet Kontrolü Sorunları (Enürezis/Enkoprezis)
Özellikle stresli dönemlerde alt ıslatma veya dışkı kaçırma gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Uzun Vadeli Etkiler
Aile içi şiddetin etkileri sadece çocukluk döneminde kalmaz, yetişkinlikte de devam edebilir. Bu etkiler arasında ilişki kurma sorunları, ruh sağlığı sorunları (depresyon, kaygı bozuklukları, TSSB), madde bağımlılığı, suç davranışları ve şiddet döngüsünün tekrarı yer alabilir. Şiddete maruz kalan çocuklar, yetişkinlikte de şiddet uygulama veya şiddete maruz kalma riski taşıyabilirler.
Çocukları Korumak ve Desteklemek İçin Yapılabilecekler
Güvenli Bir Ortam Sağlamak Çocuğun şiddetten uzak, güvenli bir ortamda büyümesi en temel gerekliliktir.
Profesyonel Yardım Almak Şiddete maruz kalan veya tanık olan çocuklar ve aileleri için psikolojik destek ve terapi hayati önem taşır.
Çocuk ruh sağlığı uzmanları, çocukların yaşadıkları travmayı atlatmalarına ve sağlıklı ruhsal gelişimlerine destek olabilirler.
Çocuğa Güven Vermek ve Dinlemek
Çocukların duygularını ifade etmelerine olanak tanımak, onları yargılamadan dinlemek ve güvende olduklarını hissettirmek önemlidir.
Şiddetin Kabul Edilemez Olduğunu Anlatmak
Çocuğa şiddetin hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceği ve onun suçu olmadığı açıkça anlatılmalıdır.
Destekleyici Bir Ağ Oluşturmak Aile, okul ve sosyal çevre gibi destekleyici ilişkiler, çocuğun iyileşme sürecinde önemli rol oynar.
Aile içi şiddet, çocukların ruh sağlığı üzerinde onarıcı olmayan yaralar açabilir.
Bu nedenle, şiddetin önlenmesi ve şiddete maruz kalan çocuklara yönelik etkili destek mekanizmalarının oluşturulması büyük önem taşımaktadır.
Çocuk şiddetine maruz kalmanın bilinen pek çok etkisi vardır ve bunlar fiziksel, duygusal ve davranışsal sorunları içerebilir. Ancak, bu travmatik deneyimin bazı daha az bilinen veya beklenmedik etkileri de olabilir. 
Beyin Gelişimi Üzerindeki Etkiler
Kronik stres ve travma, çocuğun beyin gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Bu durum, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, dürtü kontrol sorunları ve karar verme becerilerinde zorluklara yol açabilir. 
Beynin stres tepki sisteminin aşırı aktif hale gelmesi, gelecekte anksiyete ve depresyon gibi sorunlara zemin hazırlayabilir.
Fiziksel Sağlık Sorunları
Çocukluk çağı travmaları, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve iltihaplanma düzeylerini artırabilir.
Bu durum, yetişkinlikte kalp hastalığı, diyabet, kronik ağrı ve diğer fiziksel sağlık sorunları riskini artırabilir.
Şiddete maruz kalmak, stres hormonları olan kortizol gibi hormonların düzenlenmesinde bozukluklara neden olabilir.Bu durum, uyku sorunları, yeme bozuklukları ve diğer fizyolojik sorunlara katkıda bulunabilir.
Psikolojik ve Duygusal Etkiler
Travmatik deneyimlerle başa çıkmak için çocuklar, kendilerini ve yaşadıklarını gerçeklikten uzaklaştırabilirler. Bu durum, kimlik karmaşası, hafıza sorunları ve gerçeklik algısında bozulmalara yol açabilir.
Çocuklar, yaşadıkları şiddet için kendilerini suçlayabilir ve derin bir utanç hissedebilirler. Bu duygular, düşük benlik saygısı ve sosyal ilişkilerde zorluklara neden olabilir.
Şiddet, çocuğun güvenli bağlanma geliştirmesini engelleyebilir. Bu durum, yetişkinlikte yakın ilişkiler kurmakta zorluk çekmeye, güvensizlik ve terk edilme korkusu yaşamaya yol açabilir.
Travma, duygusal tepkilerin yoğunluğunu ve kontrolünü etkileyebilir. Bu durum, öfke patlamaları, aşırı tepkisellik veya duygusal olarak donuklaşma gibi sorunlara yol açabilir.
Travma yaşamış çocuklar ve gençler, stresle başa çıkmak için madde kullanımı, tehlikeli cinsel davranışlar veya kendine zarar verme gibi riskli davranışlara yönelebilirler.
Şiddete maruz kalmak, çocuğun şiddeti bir problem çözme veya duygu ifade etme yolu olarak görmesine neden olabilir. Bu durum, akranlarıyla veya gelecekteki partnerleriyle ilişkilerinde saldırgan davranışlar sergilemelerine yol açabilir.
Utanç, güvensizlik ve bağlanma sorunları nedeniyle, şiddet mağduru çocuklar ve yetişkinler sosyal olarak izole olabilir ve destekleyici ilişkiler kurmakta zorlanabilirler.
Dikkat eksikliği, öğrenme güçlükleri, motivasyon eksikliği ve duygusal sorunlar, akademik ve mesleki hayatta başarısızlığa yol açabilir.
Şiddete maruz kalmış ebeveynler, kendi travmalarının etkisiyle çocuklarına karşı daha tutarsız, ihmalkar veya istismarcı davranışlar sergileyebilirler. Bu durum, şiddetin nesiller arasında aktarılmasına katkıda bulunabilir.
Bu etkilerin her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabileceği ve şiddetin türü, süresi, çocuğun yaşı ve destekleyici faktörler gibi birçok değişkene bağlı olduğu unutulmamalıdır. Çocuk şiddetinin uzun vadeli etkilerini anlamak, mağdurlara yönelik etkili destek ve müdahale programları geliştirmek için kritik öneme sahiptir.