İlköğrenimini Varna'da yaptı. Cenevre'de Lise ve hukuk öğrenimini bitirerek Varna'ya geri döndü. Bulgaristan parlamentosunda Türk Milletvekili olarak görev yaptı. Mustafa Kemal Sofya ataşesi olduğu dönemde Şakir Zümre ile tanıştı. İstiklal Savaşı'ndan sonra Türkiye’ye dönen Şakir Zümre, Atatürk’ün onayıyla Türkiye’nin savunma sanayisinin ilk özel sektör fabrikasını kurdu. İlk üretimler Bulgaristan’dan getirilen yabancı teknik kadro ile yapılırken zamanla yetiştirilen Türk işçiler 1930’lu yıllarda Bulgar teknisyenlerin yerini aldı.
Kara ve Hava Kuvvetlerinin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler, ilk Türk denizaltı su bombaları, Şakir Zümre Fabrikası tarafından üretildi. 100 kg, 300 kg, 500 kg, ve 1000 kg’lık uçak bombaları ve çeşitli yangın bombaları bu fabrikada seri olarak üretilmiştir. Türk Deniz Kuvvetlerinin gereksinimi olan çeşitli boylardaki su bombaları ve cephaneler de fabrikanın seri üretimleri arasındadır. İlk Türk denizaltı su bombaları da bu fabrikada üretilmiştir.
Milli Mücadele sırasında Bulgaristan meclisinde milletvekili olan oradan Anadolu'ya silah ve cephane sonrasında usta ve teknisyen gönderip silah atölyesi kurulmasını sağlayan TBMM tarafından İstiklal Madalyasıyla ödüllendirilen Şakir Zümre uzun yıllar kurduğu "Türk Sanayii Harbiye ve Medeniye Fabrikasında" ürettiği askeri mühimmatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin emrine veren insandır.
Cumhuriyet kurulunca Haliçte kurduğu fabrikada ordunun silah ve mühimmat ihtiyacını karşıladı. Bu sürede ordunun sahip olduğu silah fabrikalarıyla işbirliği yaparak silahların geliştirilmesini sağladı.
Türk bombardıman uçaklarının kullandığı bombaların büyük bir kısmını imal ederek ordu emrine verdi. Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan cephaneyi üreterek bu işte önemli bir yol aldı. İlk denizaltı bombalarını, mayın ve el bombalarını Şakir Zümre üretti.
Zaman içinde ürettiği silahları Yunanistan, Bulgaristan, Polonya ve Mısıra satarak ülkeye döviz girişini sağladı. Polonya'ya sattığı bombaları 2. Dünya Savaşında Polonya ordusu Almanlara karşı kullandı.
1937 yılında Yunanistan 1.5 Milyon liralık silah satarak ülke ekonomisinin canlanmasına katkı sağladı. Bu satış dönemin gazetelerinin manşetlerine yansıyarak ekonomik zafer elde edildiğinden söz edildi. İkinci Dünya Savaşının o zor ve sıkıntılı günlerinde ordunun ihtiyacını sağlamak için canla başla çalıştı.
Fabrikasında iki bin işçi çalıştırdığı ve savaş sonrasında büyük atılım yapamaya hazırlanan Şakir Zümre Türkiye'nin ABD ile yaptığı anlaşmalar sonrasında özellikle NATO'ya girince, Marşal Yardımı ülkeye ulaşınca silah üretimi zımnen üretilmesi yasaklandı. Şakir Beyin kurduğu silah fabrikası ne yazık ki bu durumdan nasibini aldı. Hükümet Şakir Zümre'nin ürettiği silah ve mühimmatla ilgili sözleşmeleri iptal ederek Amerikalıların İkinci Dünya Savaşında kullandığı ikinci el silahları alma yolunu tercih etti.
II. Dünya Savaşından sonra Amerikan askeri yardımları gelince ve Türkiye NATO'ya girince özellikle 1953 yılından sonra Şakir Zümre silah fabrikaları üretimi terk ederek dönemin ünlü sobası olan "Şakir Zümre" sobalarını üretti.
Şakir Bey desteksiz kalıp müşterilerini kaybedince motor ve füze yapma yerine ömrünün kalan kısmında kendi adıyla anılan "Şakir Zümre" sobalarının üretti. Yine bu dönemde çocuk kumbarası üretti. 1966 yılında vefat ederek Rahmanı Rahmana kavuştu. Şakir Beyin vefatından sonra dört yıl daha fabrikası üretime devam etti. Fakat olumsuz şartlar sonucu 1970 yılında kapandı. Böylece Türk Sanayii büyük bir değerini kaybetti.