Ömer KOZ


NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN


    “Atasözleri”, uzun yıllar boyunca kültürümüzü ve hayatımızı etkilemiş, bizlere yol göstermiş önemli özlü sözlerdir. Bu sözler, genellikle deneyim ve gözlem yoluyla edinilmiş bilgeliklerdir. “Ne ekersen onu biçersin” atasözü de bu önemli özlü sözlerden biridir.

     Bu atasözü, temel olarak insanların yaptıklarının sonuçlarını alacaklarını belirtir. Eğer birisi iyi şeyler yaparsa, iyi sonuçlar alacak, eğer kötü şeyler yaparsa, kötü sonuçlar alacaktır. Bu sebeple, insanlar kendi davranışlarının sonuçlarına hazırlıklı olmalıdır.

 

      İnsan hem bu dünyada hem öteki dünyada yaptıklarının karşılığını görür. Kötülük yapan kötülükle, iyilik yapan iyilikle karşılanır.

 

Atasözünün Hikayesi şu şekildedir:

 

      Yaşlı adamın eşi evde tereyağı yapıyordu kocası ise her gün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor onunla geçiniyorlardı.

 

       Bakkal, adamın getirdiği tereyağını hiç tartmadan tezgahına koyuyor ve satıyordu. Ancak bakkal bir gün acaba dedi, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu, 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi ve yarın geldiğinde bunun hesabını sorar bir daha da yaşlı adamdan alışveriş yapmam dedi.

 

       Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağı içeriye girdi, bakkal sert bakışlarıyla “bir daha senden tereyağı almayacağım.” dedi.

 

     Yaşlı adam üzülerek:

     “Efendim, bir yanlışım mı oldu?” dedi.

 

      Bakkal:

      “Efendi, senin bana verdiğin tereyağını tarttım. 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın?” dedi.

 

      Yaşlı adam utanarak başını yere eğdi:

      “Efendim bizim terazimize koyacak ağırlığımız yok, sizden bir kilo şeker almıştık onu ağırlık olarak kullanıyoruz.” der.

 

     Bakkal utancından ne yapacağını şaşırır ve yaşlı adamdan özür diler.

 

     Sonuç: Bakkalın yaptığı sahtekarlık yanına kar kalmamış, yaptığı hile ona geri dönmüş ve ne ektiyse onu biçmiş.

 

     İnancımız, kültür ve medeniyetimiz gereği ektiğimizi bir gün biçeceğimiz gerçeği hiçbir zaman değişmeyecektir.

 

     Ancak, “Ne ekersen onu biçersin” atasözü sadece kişisel yaşamımızda değil, aynı zamanda toplumsal yaşamımızda da geçerlidir. Bir toplum, insanların davranışlarına ve tercihlerine bağlı olarak şekillenir. Eğer toplumda insanlar birbirine saygı duymaz ve hoşgörü göstermezlerse, o toplumda sosyal huzursuzluk ve kaos oluşabilir.

 

      Sonuç olarak, “Ne ekersen onu biçersin” atasözü, hayatımızın her alanında geçerlidir. İnsanlar, yaptıkları seçimlerin sonuçlarını kabul etmeli ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu sebeple, her zaman iyi şeyler yapmak, iyi davranışlar sergilemek ve başkalarına saygı göstermek önemlidir. Böylece, daha mutlu, sağlıklı ve barışçıl bir toplumda yaşayabiliriz.

 

       Bahsedeceğim hikâyede ise bu sözün önemi şöyle anlatılır:

 

       Çin’in kırsal kesiminde yaşam savaşı veren bir aile vardı. Dede, baba, anne ve çocuktan oluşan bu aile oldukça sıkıntı çekiyordu. Bir gün baba, yılların verdiği yorgunlukla bir köşede oturmaktan başka işe yaramayan dedeyi, pazar küfesine koyarak nehre doğru yola çıktı. Nehrin kenarında arkadaşlarıyla oynayan çocuk, babasına ne yaptığı sordu.

        Baba, “Büyük babanın bize yük olmaktan başka yaptığı bir şey yok. Onu bu küfe ile beraber nehre atmaya karar verdim.” dedi.

       Çocuk heyecanlanarak atıldı:

       “Aman baba, küfeyi atma. Çünkü bir gün gelip sen de yaşlandığında o küfe bana lazım olacak!”

 

            İnsanlar toplum içinde yaşarlar. Birlikte yaşarken de sosyal olmanın gerektirdiği bazı davranışlar vardır. Mesela, yardımlaşmak, arkadaş dost edinmek, Huzurumuz birbirimize olan davranışlarımızla zamanla şekillenir. Davranışlarımız bir gün karşılığını bulur. Genellikle iyi davranışlar iyi, kötü davranışlar kötü karşılık bulur